Tasarımda Renk

Tasarım Mühendisliği Topluluğu

Tasarımda Renk


Renk, yalnızca doğada değil aynı zamanda yapılı çevrede de algımızın ayrılmaz bir ögesidir. Renkler profesyonel bir tasarımın en önemli unsurlarından bir tanesidir. Genel olarak tasarım alanında renk önemli bir rol oynar ve renk seçimi; bilim, teknoloji ve malzeme bilimindeki yeniliklerle birlikte değişkenlik gösterir.

Renk seçim yöntemleri, renk kombinasyonundaki uyum veya uyumsuzluklar aracılığıyla duygusal deneyimleri etkiler. Renk armoni yöntemi uyum kavramıyla ilgilidir ve uyum genel anlamıyla dengeli olma, kesinlik ve düzen gibi sıfatlarla açıklanır. Yapılan araştırmalar renk uyumunun kullanıcıların tercihlerini etkileyen önemli bir faktör olduğunu gösteriyor.

Rengin Psikolojik Etkileri

Çevreyi ve renkleri algılayan beynimiz nesnel ve öznel olarak algıladığı şeyleri işler ve yargılar. Rengin psikolojik etkisiyle birlikte çevreyle iletişimimiz üzerindeki etkileri algısal yargı süreçlerimizin sonuçlarıdır. Yapılan araştırmalar renge dair hem psikolojik hem de fizyolojik olarak bütüncül bir refleksimizin olduğunu gösteriyor. Yani renkler biyolojik ve psikolojik faktörleri doğrudan etkileyerek istenilen bilgiyi iletme ve duyguları değiştirme konusundaki en büyük yöntemlerden biridir. Bu sonuçlarla ele alındığında örneğin bir mimari tasarımdaki renk tercihleri sadece dekorasyona indirgenemez; çok daha katmanlı ve bütünleşik bir şekilde ele alınması gereken bir olgudur.

Kullanıcı Kimliği

Renkler, kimlik oluşturma ya da belirli bir kimliği temsil etme konusunda oldukça başarılıdır. Tarihsel dönemleri ele aldığımızda belirli periyotları belirli renklerle sıfatlandırmak çok olasıdır. Dönemin modasında, mimari stilinde ve eşyalarında kendini gösteren renk seçimleri bazen coğrafi bölgelere özgü değişkenlik gösterir. Bazı durumlarda toplumsal yargılar, gelenekler ve inanç sistemleri renk skalasını belirlerken bazı durumlardaysa renkler sadece yaş ve cinsiyetle eşleşir. Renklerle olan kişisel ilişkilerimiz zaman içinde büyük ölçüde değişir. Bu, tasarımcıların neredeyse hiçbir kontrolünün olmadığı bir alandır. Genel olarak daha genç insanlar daha koyu ve ana renkleri tercih ederler. Daha yaşlı insanlar daha az koyu ve hafif renkleri tercih eder. Benzer bir mantık sosyo-ekonomik duruma göre de geçerlidir. Ama önemli olan nokta renk seçimlerinin hala belirli kimlikleri yansıttığı gerçeğidir.

Renk Teorisi ve Renk Tekerleği

Sanatçılar ve tasarımcılar tarafından yıllardır kullanılmakta olan renk teorisi, tasarımda hayati rol oynamaktadır. Renk teorisini iyi anlamak, renklerin sihirli dünyasını keşfederken yardımı çok büyük olacaktır.
İlk renk tekerleği 1666’da Sir Isaac Newton tarafından tasarlanmıştır.
Renk tekerleği;
• Üç ana renkten (kırmızı, sarı, mavi),
• Üç ikincil renkten (birincil renkler karıştırıldığında oluşturulan renkler: yeşil, turuncu, mor)
• Altı üçüncül renkten (birincil ve ikincil renklerden yapılan renkler) oluşur.
Tekerleğin merkezinden bir çizgi çizerek sıcak renklerle soğuk renkleri birbirinden ayırmak mümkündür.Sıcak renkler genellikle enerji, parlaklık ve aksiyon ile ilişkilendirilirken; soğuk renkler genellikle sakinlik, huzur ve dinginlik ile tanımlanır.

Renk Tonu

Ton, “renk” kelimesini söylediğimizde aslında ne demek istediğimizle eşanlamlıdır. Örneğin, birincil ve ikincil renklerin tümü “renk tonları” dır.İkincil bir renk oluşturmak için iki ana rengi birleştirirken tonların hatırlanması önemlidir. Birlikte karıştırdığınız iki ana rengin tonlarını kullanmazsanız, ikincil rengin tonunu oluşturmazsınız. İçlerinde başka renk tonları ve gölgeler taşıyan iki ana rengi karıştırarak, karışıma teknik olarak ikiden fazla renk eklersiniz.

Shade (Gölge)

“Shade” terimini çok yakından tanıyabilirsiniz, çünkü aynı renk tonunun açık ve koyu sürümlerini belirtmek için sıklıkla kullanılan bir kelimedir. Ama aslında, shade herhangi bir renk tonuna siyah eklediğinizde elde ettiğiniz renktir.Çeşitli “gölgeler”, ne kadar siyah eklediğinizi belirtir. Shade her ne kadar gölge olarak çevrilse de aslında size gölgesini değil bir rengin farklı tonlarını verecektir.Gölge denmesinin nedeni ise anladığınız üzere siyah rengin işin içine girmesindendir.

Tint (Tonlama)

Tonlama gölgenin tam tersidir.Fakat insanlar genellikle bir rengin gölgesiyle rengin tonlanmış halini ayırt edemez.Renge beyaz eklediğinizde farklı bir renk tonu elde edersiniz. Yani, bir rengin hem gölgelendirilmiş halindeki ton hem de tonlanmış haldeki tonunu elde edebilirsiniz.

Ton (Veya Doygunluk)

Ton oluşturmak için bir renge hem beyaz hem de siyah ekleyebilirsiniz. Ton ve doygunluk esasen aynı anlama gelir, ancak çoğu insan dijital görüntüler için oluşturulan renklerden bahsediyorsa doygunluğu kullanır.Ton boyama için çok daha fazla kullanılan bir terimdir. Grafik uygulamalarında ise karşınıza Doygunluk (Saturation) çok daha fazla çıkacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir